Ey ilimsiz âlim gönlünün,
İpliksiz duygular dokuyan satıları.
Hiç yaşamamış gibi tükettiğin ömrünün,
Lüzumsuz inatçı katırları!
Önüne hep rehber şu kambur develer.
Dümdüz yolda, yumrular ipini çeken!
Cadıdan alsan da zehirli meyveler,
Eşeğe hoşaflık sana düşen.
Sen ki durmadın hep yürüdün,
Gövdenden ağırdı kalbin, yürüdün.
Bazen gül oldun, bazen diken,
Sen hep kendini zifre bürüdün!
O hikmetli asrın prospektüsü olan ilmi,
Öğrendin de kendine meze ettin.
Sabra katı oldun, öfkeye hilmi,
Kendini lanetli asra zenne ettin!
Her gidişin bir dönüşü vardı,
Sen gelişi bilip, gidişi beri ettin.
Şimdi aralanıyor vuslatın ardı,
Sen hiç gitmeyeceksin mi zannettin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder